-mış Gibi Yapmak ya da “Yeşil Masallar” / Prof. Dr. Attila ACAR

-mış Gibi Yapmak ya da “Yeşil Masallar” / Prof. Dr. Attila ACAR

Zirveler, her yıl farklı bir ülkede düzenlenir ve Paris İklim Anlaşması (PİA)  gibi önemli anlaşmalar değerlendirilir, kararlar alınır.  Glasgow'da COP26  (2021), Şarm El-Şeyh'te COP27 (2022), Dubai'de COP28 (2023) ve Bakü’de COP29 (2024) düzenlenmiştir.  2025'te düzenlenecek COP30 için Brezilya'nın Belém kenti uygun görülmüştür.  Toplantılarda emisyon hedefleri, fosilden yenilenebilir enerjiye geçiş, iklim değişikliğinin  maliyet ve finansmanı ile adaptasyon stratejileri tartışılır.  Tabii ki bu toplantılarda “rüzgar yapanlar” eksik olmaz. Yeşil aklama veya yeşil masal konusu da gündemdeki yerini alır. Çünkü yeşile vurgu yapmak, çevre duyarlılığını öne çıkartmak tüketici cephesini hareketlendiren önemli konular arasındadır.

Ancak COP27’ye sponsor olduğu halde bu süreçte en çok eleştirilen firma şüphesiz dünyaca meşhur bir içecek firmasıdır.  Firma elbette kendi işini yapacak. Ancak bu süreçlerde onu cesaretlendirmek, bu dönüşümde onu yönlendirmek ve süreçlere katkısını sağlamak önemli olmaktadır.

“Yeşil aklama” konusu söz konusu firmanın da bir sorunu olarak görülmektedir. Bu süreçte firma aleyhine yazılmış devasa bir literatür oluşmuştur. Kısaca bu konuya ilişkin en belirgin soru, ilgili içecek firmasının  “Ne kadar yeşil olduğu” sorusudur.   

Yılda 25 milyar plastik şişe üreten bir firmanın, çevreye yaydığı plastik kirliliğine yönelik eleştirilerde etikette kullandığı  “%100  geri dönüştürülmüş”  ibaresi şişe gövdesi için mi geçerli, kapak için mi, yoksa etiket için mi olduğu açık değildir. Bu yüzden çevre örgütleri, COP27 iklim zirvesine sponsor olmasına rağmen firmayı “Yeşil Aklama “ yaptığı gerekçesiyle eleştiri bombardımanına tutmuştur.

Hatta Çevrecilerin, Birleşmiş Milletler'e başvurarak firmanın COP27 zirve sponsorluğundan çıkarılmasını talep etmeleri söz konusu olmuştur.  250 kadar çevre örgütünün imzaladığı bir mektupta, gruplar meşrubat devinin aynı zamanda dünyanın en büyük plastik kirleticisi olduğunu ifade etmişlerdir. 

Konunun firma cephesi ise olayı bir farkındalık yaklaşımı ile izlemektedir.  Firma, 2019 yılı için 3 milyon ton plastik ambalajın sorumlusu olduğunu kabul etmiştir.  Şirket bu arada boş durmayıp,  firmaların da ürettiği plastik atıklarla ilgili hem dönüşüm hem de farkındalık yönünde  lobiyi de geliştirmektedir. Kamuoyu ile paylaşılan 2021 faaliyet raporunda, atmosfere 5,18 milyon ton karbondioksit eşdeğeri emisyon salındığı görülmektedir.  Çevre Koruma Ajansı bu değer için 1,1 milyondan fazla otomobilinin bir yıl boyunca saldığı CO2 miktarına yakın bir değer olarak açıklamaktadır.

Firmanın varlığını sürdürmesi, karlılığı, hayat eğrisi belirli bir yönetim fonksiyonu ile sürmektedir.  Üretim kadar tanıtım pazarlama da etkili rol oynamaktadır.  Dolayısıyla firmalardan hem dönüşüm, hem sosyal sorumluluk projelerinde katılımcı olmaları beklenir.  İlgili firmanın 2019’daki 4,5 milyar dolarlık reklam bütçesi;  aynı dönemde plastik atıkların  kirlettiği nehirleri temizleme programına sadece 11 milyon dolar ayırması eleştiri konusu olmuştur.

Ürünlerin su ve karbon ayak izi kadar içeriklerinin de “sağlıklı ürün” konseptine uygun geliştirilmesi beklenir.  Özellikle doğal ürünler ile sentetik ürünlerin  üretimde maliyet bakımından tercihleri etkilemesi, yapay ve sentetik ürün tercihlerinin eleştirilmesine yol açmaktadır.  

Dünyada hükümetler kadar, Avrupa Tüketici Birliği (BEUC) gibi sivil oluşumlar da firmaları takibe almakta ürünleri ile ilgili düzenli raporlar sunmaktadır. Pek çok şirket ile birlikte bahsi geçen şirketin de bu eleştirileri değerlendirip, ürünleri ile ilgili eleştiri noktalarını  düzeltip geliştirmeye yönelik çabalar oluşturduğu bir gerçektir. Sonuçta içecek şişelerinin üzerindeki “%100 geri dönüşüm”  ibaresi dahi bu iyileşme sürecinin bir parçasıdır. 

Yeşil aklama konusuna kamu otoritesi bir yerinden müdahil olmadıkça,  tartışmalar devam edecektir. Umudumuz odur ki toplum bilinçlendikçe,  firmalar da kendisine çeki-düzen verecektir. 

Bu yazıda, bir içecek firmasının, COP27 zirvesine sponsor olmasıyla başlayan süreçte, yaşananlardan hareketle ortaya çıkan tartışmaları değerlendirdik.  Su ve karbon ayak izi konusu “kirleten öder” ile birlikte “kullanan öder,”  “tüketen öder”  kavramları da durumun iyileşmesinde etkili olacaktır. 

Firmanın son  2024 Raporu daha iyimser bir girişle başlayarak kendi farkındalıklarını ortaya koymaktadır.  Sürdürülebilirlik beyanının yer aldığı ilk kısımda, tedarikçiden tüketiciye bir zincir oluşturulduğu ve izlendiği belirtilmektedir.  Özellikle dünyanın 2053 hedeflerini tartıştığı bir dönemde,  2040 yılına kadar tüm değer zincirlerinde net sıfır emisyona ulaşma hedefi teyit edilmektedir. Sonuçta herkesi ilgilendiren, hepimizin sorunu olan bir durumdan söz edilmektedir. 

CILAB Atölye çalışmaları hakkında Bilgi Alın
CILAB Atölye çalışmaları hakkında Bilgi Alın

Cilab Atölyeleri, sekiz masada toplam seksen kişilik bir workshop çalışmasıdır. İlgili firmadan yirmi, Tedarikçileri ve Müşterilerinden ise atmış kişinin katılmasıyla oluşur. Günün sonunda her masadan toplanan inovatif fikirler arasında parlak ve ticarileşme şansı olan fikirlere mentörlük yapıyoruz. 

TALEP FORMU
DİĞER İÇERİKLER
Kayıt Ol Haberdar Ol